Hatti bilinen Anadolu'nun ilk yaşayan halklarıdır. Hititler ise Hint-Avrupa ailesinin ilk bilinen topluluğudur. Bu topluluk Kafkasya ve Balkanlar İstanbul üzerinden Anadolu'ya gelmiş ve dağınık yaşayan Hatti'ler üzerine, Hattileri'de içine alacak şekilde beylikleri birleştirip bir devlet kurmuştur.
Fakat şöyle bir sorun ortaya çıkmıştır. Hattiler farklı dilde konuşan bir toplum ama köklü inançları, adetleri, sanatları ve dilleri olmasına karşın. Onları devlet bünyesi altına alıp birleştiren ve merkezi devlet kavramını ortaya çıkaran Hititler. Hattiler'den etkilenmiş, bir çok sanat, inanç ve yaşam şekillerini istemeden benimsemiş kabul etmiştir. Bundan dolayı da iki toplulup birbirine karıştırılır. Asıl olan Hattiler yerli halk, Hititler bu topraklara gelip Hattileri de içine alan bir topluluk oluşturuyorlar. Bir ucu Anadolu da bir ucu Doğu Akdeniz yani Levant bölgesindedir.
Hatti ve Hitit Uygarlığı Sanatı
Öncesi tamamen Hattilere ait olduğu kabul ediliyorsa, bu demek oluyor ki bulunan çoğu sanat eseri aslında Hattilere ait oluyor. Bu yüzden genel olarak hepsini Hatti sanatları olarak ele alabiliriz.
Hattilerde Sanat Anlayışı Hatti ve Hitit Uygarlığı Sanatı
Orta Tunç Çağı içerisinde yer alan eserlerin en önemli ve en güzelleri, Kızılırmak kavisinde olmak üzere Alacahöyük, Çorum’da, Horoztepe, Tokat’ta ve Mahmatlar, Amasya’da yapılan kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılmıştır.
Günümüzde yaygın olarak bilinen ve Hititlerin sembolü olarak görülen Hitit Güneş kursları, aslında Hatti sanatının eşsiz güzellikteki dinsel alemleridir. Dini merasimlerde ellerde taşınan bu alemler saf madenlerden üretilmiştir. Oldukça gelişkin, karmaşık dökme ve dövme teknikleriyle üretilmiş olan bu eserler Hattilerin ulaşmış olduğu yüksek teknolojinin birer örnekleridir.
Hattilerde küçük heykelciklerin önemli yeri vardır. Alacahöyük, Hasanoğlan ve Horoztepe’ de bulunan heykelcikler natüralist tarzda biçimlendirilmiş olup, vücut ve baş idol tipindedir.
Sancakların üzerinde bulunan hayvan figürlerinin vücutları inceltilip uzatılırken, hayvan başlarında gagalar karakteristik bir yapıda uzatılmıştır. Bunun yanı sıra vücut formları soyutlaştırılmış ve stilize edilmiştir. Fakat bu soyutlama hayvan figürlerinin, genel hatların da bozulma olmaması sebebi ile doğaya uygunluk gösterdiği görülmüştür.
‘‘Bu türde tunç ve değerli maden buluntularına Alacahöyük mezarlarının sonları ile çağdaş olarak, Alacahöyük yakınındaki Kalınkaya, Eskiyapar, Amasya yakınındaki Mahmatlar, Tokat-Erbaa yakınındaki Horoztepe ve Eskişehir yakınındaki Demircihöyük’ün mezarlığında rastlanmıştır’’
Hititler, kent-devlet halinde yaşamakta olan Hatti beyliklerini birer birer ele geçirerek sahip oldukları din, dil, örf, adetlerini de benimsemişlerdir. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere Hatti dini inanışları ile Hititlerin inançları genel anlamda örtüştüğü görülmektedir. Bu benimseyiş ‘‘Hitit yapısının her köşesinde kendini belli ettiği gibi sanatında da etkilendiklerini ortaya koymaktadır.
Alacahöyük, Dünyayı Simgeleyen Tunç Dinsel Alem Güneş Kursu
Boğa ile gök-güneş kursları,
Hititler'in en eski sembolü olarak bilinen bu heykel aslında Eski Tunç Çağı halkı olan Hatti’lere aittir. Hattiler hayvan biçimli tanrıların kültünü geliştirmişler, özellikle de boğa en önemli simge olmuştur. Boğa ile gök-güneş kurslarının birlikteliği, boğanın en büyük gök tanrıyı temsil ettiğini düşündürmektedir.
Alacahöyük, Gümüş Kakmalı Boğa Heykelciği
Hasanoğlan Gümüş Heykelciği Ankara Hasanoğlan’ da bulunan ‘‘Hasanoğlan Gümüş Heykelciği’’, Hattilerin değerli madenlerinden üretilmiştir. Baş kısmı altın yapraklarla kaplı olan bu heykelciğin gövdesinde bulunan çapraz şeritlerde altın madeninden yapılmıştır.
HATTİ-HİTİT BEYLİKLERİ DÖNEMİ SANATI
Anadolu’nun bir zamanlar bağrında barındırmış olduğu en önemli medeniyetlerden biride Hititler’dir. İlk olarak Hitit izlerine, Kültepe’de yani o tarihler de bilinen ismiyle Neşa’da rastlamaktayız. Hint-Avrupalı kavimlerden olan Hititler, Anadolu topraklarına gelmişlerdir. Avrupa’nın kuzeyinde yerleşik olan Hint-Avrupa kökenli topluluklar, bu tarihten itibaren sebebi bilinmeyen nedenlerden ötürü güneye doğru göç etmeye başlamışlardır. Hint-Avrupalı kavimlerin bir bölümü Kafkasya üzerinden bir bölümü ise Balkanlar’dan Anadolu’ya göç etmişlerdir. Kafkasya üzerinden Anadolu’ya göç ile gelen Hititler uzun bir süre boyunca Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşamlarını sürdürdükten sonra zamanla iç kısımlara doğru ilerleyerek birer birer ele geçirdikleri Hatti topraklarını işgal etmişlerdir. Bir diğer Hint-Avrupalı kavim olan Mitanniler’de, Hitit egemenliği altına girmişlerdir. Uzun yıllar boyunca süregelen egemenlik savaşları neticesinde Hititler, Anadolu’nun tek merkezi gücü olmayı başarmışlar ve ilk devlet teşkilatını kurmuşlardır. Çok uluslu bir devlet haline gelen Hititler, Hattiler, Hurriler, Kasgalar gibi egemenliği altına almış olduğu toplulukların, dinlerini ve kültürlerini de benimsemiş olmalarından dolayı Hititlere bin tanrılı devlet denilmiştir. Hititlerin içinde bulundurmuş olduğu topluluklarla çok yönlü ve kültürlü bir devlet haline gelmesi sanatsal yönden Hitit sanatını da zenginleştirmiştir.
Asur Ticaret Kolonileri Döneminde çömlekçi çarkının keşfi ve yaygın olarak Hatti-Hitit Beylikler Döneminde kullanılmaya başlanması ile seramik sanatında oldukça ilerleme sağlanmıştır. Bu sayede çömlekçi çarkı kullanılarak daha kaliteli ve daha çok sayıda seramik kapların yapılmasına imkan sağlanmıştır. Genellikle devetüyü, kahverengi ve kırmızı renklerde olan bu seramik kaplar tek renkli ve perdahlı olarak üretilmişlerdir. Hatti-Hitit Beylikler Döneminde hayvan biçimli kaplar ve karakteristik (ayırıcı nitelik) yapıda gaga ağızlı kaplar öne çıkmıştır. Bunun yanında az sayıda olmakla birlikte dekorlu kaplara da rastlanılmaktadır.
Hatti-Hitit Beylikler Dönemi Çömlekler
Hatti-Hitit Beylikler Dönemi, Hayvan Figürü Örnekleri
HİTİT BÜYÜK KRALLIK DÖNEMİ
M.Ö. İkinci binin ortalarında Mısır’dan sonra Yakındoğu’nun siyasal güç bakımından en büyük devleti Hurri- Mitanni olmuş fakat çok geçmeden bu özelliğin sahibi Büyük Hitit Krallığı olmuştur. Bu büyük krallığın kurucusu II.Tuthaliya’dır. İsmini kutsal bir dağdan alan Tuthaliya, Hattice bir sözcüktür. Hititlerin Yakındoğu’daki çıkar ilişkilerini güvence altına almış ve I.Hattuşili, I. Şuppiluliuma ve I.Murşili, gibi önemli krallar içinde yer alarak yazılı kaynaklarda adından söz ettirmiştir. Tuthaliya ile başlayan ve sülalesi ile devam eden yönetim Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar yaklaşık 250 yıl boyunca başarı ile yönetilmiştir. Eski Krallık döneminin kral Telepinu ile sona ermesinden sonra Hitit İmparatorluk dönemi başlar. ‘‘İmparatorluk dönemi, M.Ö. 1450-1180 arasını kapsar.
Hititlerin sanatı siyasi bir güç olarak görmeleri, el sanatları alanında önemli sanat eserleri meydana getirmelerini sağlamıştır. Yapmış oldukları heykellere kendi inançlarınca büyük anlam ve önem vermişlerdir. Heykellerinde çoğunlukla tanrı ve tanrıça heykelleri ön planda olmuş bunun yanı sıra aslan, geyik gibi kutsal saydıkları hayvanlara da heykellerin de yer vermişlerdir. Yapmış oldukları heykelleri pişmiş toprak, altın, gümüş, fildişi, bronz, ve dağ kristalleri (kuvars), mermer gibi malzemelerden şekillendirmişlerdir. Kendilerine özgün eserler yaratmaları, Hititlerin en başarılı alanının sanat olmasını sağlamıştır.
Fotoğrafların tamamı tarafımdan çekilmiştir. Ozan Ağcaoğlu'ndan izin almadan kullanılmamalıdır.
Comments