Tipolojik olarak Aizonai
AIZANOI YERLEŞİMİ (ÇAVDARHİSAR)
Aizonai Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu Bölgesi’nde ve Kütahya ilinin 48 km güneybatısında, Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Örencik Ovası’nda yer almaktadır.
Orhaneli Çayı (Rhyndakos’un) kollarından biri olan Kocaçay ya da Çavdarhisar Suyunun (Penkalas) iki yakası üzerine kurulmuştur.
“Texier,(tez çalışmalarından alındı Prof. Dr. Elif Özer) Aizanoi‟un Phrygia Epiktetos bölgesinin en yüksek platolarından biri olduğundan ve kuzeyde Marmara, güneyde Rhyndakos ve Gediz (Hermos) Irmağı’nın sınırını oluşturan bir bölgede olduğundan bahsetmiştir.”
Kent dağlarla çevrili olup, bölge geneli ile yüksek ve dağlık alanlar ile çevrilidir. Kentin batısında toplam yüksekliği yaklaşık olarak 1800 m olan Koca Dağ, doğusunda yaklaşık 1600 m yükseklikte Tava Dağ’ı bulunmaktadır.
Kent konumu ve bulunduğu alan açısından Antik çağ başlangıcında ve bir sonraki yüzyıllardaki gibi dağ, su alanları ve ekim yapılabilecekler alanlar üzerine kurulmuştur. Bu aslında toplumların her zaman sistem olarak aynı yolu izlediği kanısı ile izler izlenerek ulaşılamamış toplumlarda gün yüzüne çıkarılabilir.
Ayrıca Aizona Antik kenti Antikçağda belirtilmiş bölge olan, Phrygia Epiktetos bölgesinde yer almaktadır. Bölgesi günümüzdeki sınırları ile tam anlamı ile kapsamasada; Ankara, Afyonkarahisar ve Eskişehir illerinin tümü anlamına gelmektedir. Kütahya ilinin ise batı bölümünü sadece içine alır. Phrygia Bölgesi de kendi içerisinde; Phrygia Magna (büyük), Phrygia Epiktetos (küçük), Phrygia Paroreios bölgeleri olarak ayrılmaktadır. İç Anadolu arasında geniş bir sahayı kapsayan Phrygia Epiktetos anlam olarak ilaveten kazanılmış, ilaveten fethedilen Phrigya olarak geçer ve bölge Antikçağda bu adı ile bilinirdi.
Dönemin en bilinen ilk hareketleri Bithynia Kralı MÖ yak. 230 yıllarında I. Prusias dönemine den geldiği görülmektedir. I. Prusias bu bölgenin büyük bir bölümünü zapt etmiştir. Bu kazanımlarında Aizanoi ve Kadoi (Gediz’e) kadar uzanan toprakları ülkesine katmıştır. Katmış olsa da uzun yıllar boyunca ellerinde tutamamışlardır. MÖ 184-183 yıllarında Pergamon Kralı II. Eumenes ile Bithynia Kralı I. Prusias arasında çıkan savaşı, Pergamon Kralı II. Eumenes’in kazanınca Phrygi’nın söz konusu olan paçası Aizonai Pergamon Krallığı’na katılmıştır. Dönem olarak her zaman Helenistik dönemde ki hareketlere karşılık geldiği görülmektedir. Yeni kazanılan bu bölgeyi Pergamonlular Phrygia Epiktetos yani ilaveten kazanılan Phrygia olarak adlandırmışlardır.
Phrygia Bölgesi Bizans Dönemi‟nde Anatolia ve Opsikion olarak ikiye ayrılmaktadır. Opsikion bölümü, Aizanoi kentiyle beraber Opsikion (Kula), Kotiation (Kütahya), Midaion (Karahöyük), Kadoi (Gediz), Ankyra ve Dorylaion (şarkhöyük) kentlerini içine almaktadır.
"(Prof Dr Elif Özer tez) Araştırmacılara göre, kentin adının kökeni hakkındaki oluşumlar Arkadialı yerleşimcilerden, Arkas’ın üç oğlundan biri olan Azania’yı işaret etmektedir. Ramsay, kentin adı ile ilgili olarak farklı bir görüş ileri sürmektedir. Bu görüşünü şu şekilde anlatır; Stephanus (Hermogenes’in rivayetine göre), Aizanoi’da bulunan tapınağın ilk rahip hükümdarının Euphorbos olduğunu ve kurban usulünü tam olarak ilk o öğrettiği için bu işe tayin edildiğinden bahsetmektedir. Bu rivayet ise Olba, Pessinus, Comana’da olduğu gibi Aizanoi’de rahip hükümdarlarının bulunduğunun işareti olarak değerlendirilmektedir. Euphoros, kirpi ile tilkinin kurban edilmesini emretmiştir ve kentin ismi de buradan gelmektedir39. Aizanoi, Nakoleia, Kotiation, Midaion, Doryleion Kadoi ile oluşturulan Phrygia Epiktetos yerleşim ağı MÖ 133 ten sonra kendi kent sikkelerini basar. Bu durum Aizanoi’un MÖ 1. yüzyılın ortalarında polis konumuna geldiğini gösterir. Ancak Aizanoi’da büyük kamu binaları ile kentsel altyapı oluşumu Erken imparatorluk Döneminde gerçekleşmektedir."
Aizanoi şehrinin en yaygın sikkelerinin üzerinde Jüpiter’in başı ve diğer tarafında kanatları iki yana açılmış bir kartal resmi ve bunun etrafında „IEPA BONAH AIZANEITΩ‟ kelimeleri vardır. Yunanca “AIZANOI”, Latince “AEZANI” şeklinde kullanılmıştır. MS.128-156 yılları arasında Aizanoi kenti açısından önemli olaylarla karşılaşılır. Örneğin Antonius Pius’un (MS 138-161), MS 157 yılındaki desteği sonucu, Hellen Birliği’ndeki ve Areopagus’taki Arkhonlar’dan onay alan kentin Atina’daki temsilcisi Marcus Ulpius Appulenius Eurkyles aracılığı ile Yunan kentleri arasına kabul edilmiştir. Aizanoi’u temsilen Atina’ya giden Marcus Ulpius Appuleius Eurkyles’in görkemli bir şekilde geri dönüşüyle memleketinde yeni bir yapılaşma hareketine ön ayak olmuştur. Stadion ve tiyatro’nun yapımına yardımcı olarak dönemin modern Roma yapıları görüntüsüne bürünmesini sağlamıştır.
Erken Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi olarak görev yapan kent, MS 7. yüzyıldan sonra önemini kaybetmiş ve Bizans Dönemi’nde Zeus tapınağının bulunduğu alan savunma duvarıyla çevrilerek bir kale haline getirilmiştir. Selçuklu Emirliklerinin tüm Anadolu’ya hâkim oldukları 13. yüzyılda bir Tatar boyu olan Çavdarlar’ın merkezi haline gelmiştir. 1381 yılında ise Aizanoi antik kentinin bulunduğu alan, Germiyanoğulları’ndan Osmanlı Devleti’nin denetimine geçmiştir.
İlk kazılar 1926-1928 yıllarında Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından Schede ve Krencker başkanlığında baĢlatılmıĢtır46. Daha sonra Naumann 1970‟ten itibaren kazı başkanlığı yapmaya baĢlamıĢtır47. 1982 ile 1990 yılları arasında kazılara Hoffman başkanlık etmiştir48. 1990-2007 yılları arasında kazı başkanı Rheidt‟tır49. 2007-2010 yılları arasında Von den Hoff kazı başkanlığını yürütmüştür. Şu an halen kazılar devam etmektedir.
Çalışmaların tamamı internet, kazı alanında yapılan gözlemler ve kazı çalışmalarında bulunan Sayın Prof. Dr. Elif Özer çalışmalarından alınmıştır. Tez konusu "ÇAVDARHİSAR ÖLÜ GÖMME ADETLERİ Dilek YILMAZ"
Aizonai En Önemli Yapıları ve Keşif AIZANOI YERLEŞİMİ (ÇAVDARHİSAR)
Alan tam anlamı ile halen açık hava müzesinde kazı alanı için uygun alanlardan biri olarak görülüyor. Sürekli kazılabilecek, kazıldıkça çokça esere ulaşılabilecek bir nokta gibi karşımıza çıkıyor her dokunduğum gezdiğim alan, halen bir esere, tarihi yapıya ve dokuya müsait olduğunu gösterir gibi. Teknik anlamda devam eden kazılar gösteriyor ki daha bir çok çalışma yapılacak ve daha bir çok eser gün yüzüne çıkarılacak gibi.
AIZANOI YERLEŞİMİ (ÇAVDARHİSAR)
İlk ulaştığım zaman alan halen kazılarına ve çalışmalarına devam ediyor gibiydi. Önemli bir yol kateden çalışmalar gösteriyor ki dönem içerisinde bir çok yapı ve tarihi eser karşımıza çıkacak gibi. Her bir eser itina ile hazırlanığ temizlenmiş tek tek detayları ile karşımıza çıkarılmaya devam etmiş.
Yapılan çalışmalarda eserlerin korunması yanında aynı zamanda yaşam alanlarının içerisinde olan eserlerinde olduğu, dere kenarında bir çok yapı alanının geçmişte de olduğunu bizlere gösteriyor. Şuanda hem yol çalışması hem de turizm dönemine uygun ulaşımın sağlanması için yollarda çalışmalar devam ediyor. Bu arada çıkarılan eserlerde alanda sergilenmek üzere koruma altına alınıyor. Çalışmaların eşsiz olduğunu gördüğüm bu özel alanda sistemsel olarak uzun yıllardır yapılan kazıların farklı eserleri de gün yüzüne çıkardığını görüyoruz.
Tarihi köprüler ve yaşam alanlarının içerisinde iç içe geçmiş eski at arabalarının tekerliklerinin izlerini ve hareketlerini görebiliyoruz.
Kamu yapılarında en önemli çağını yaşadığı düşünülen dönemi Aizanoi için, imparator Hadrianus Dönemi’dir. Altın çağını bu dönemde yaşamıştır.
Kentin Günümüze Ulaşmış En sağlam eserlerinden biri olan Zeus Tapınağı
Zeus tapınağı, alt katındaki tonozlu mekânıyla ayrıca dikkat çekicidir Aizanoi yakındaki mermer ocaklarından getirilen malzeme ile inşa edilen ve monolit sütunların anıtsallığıyla hayranlık uyandıran tapınak pseudodipteros plan tipinde düzenlenmiştir.
AIZANOI YERLEŞİMİ (ÇAVDARHİSAR)
AIZANOI YERLEŞİMİ (ÇAVDARHİSAR)
53x35 metre ölçülerinde bir podyum üstünde yükselir. Ön ve arka yüzde 8, yan cephelerde 15 adet ion sütunu ile çevrelenen tapınağın pronaos duvarlarında, yapım aşamasındaki problemler ve Hadrianus’un önerilerini anlatan yunanca yazıtlar mevcuttur.
Hadrianus Dönemi’nde inşası süren tapınak, prehistorik höyük üstüne kurularak daha erken dönemlere ait çoğu bulgunun tahribine neden olmuştur. Aslında Aizanoi’da tarihsel süreçte yerleşim birimi olarak “görünürde” ilk tahrip ve müdahale İ.S. 1. yy.’da
tapınağın inşasıyla başlamıştır.
Tapınak alanında yapılan bir diğer değişiklik ve doğal olarak daha erken dönemlerin kısmen tahrip ve ardından dönüşümü Bizans Dönemi’nde gerçekleşmiş ve Zeus’un tapınağı, dini fonksiyonunu hala sürdürse de bu sefer paganların tapınağı değil; Hıristiyanların kilisesi olarak hizmet etmiştir. Tapınak alanındaki kazılardan ulaşılan sonuçlara göre yapının bir diğer dönüşümü 13. yy. ortalarında gerçekleşir ve etrafı savunma duvarıyla çevrilip, Çavdarlar tarafından kale olarak kullanılmaya başlar. Tapınak duvarlarında Çavdarlar’ın günlük hayatlarına ve savaşlarına dair sahneler içeren pek çok kazıma figür bulunur. Aslında bu da bizim için bir tarih olmakla birlikte o dönem için kendinden öncekine zarar veren bir “tahrip” tanımı içinde değerlendirilmelidir.
Tiyatro ve Stadyum
Olasılıkla Aizanoilu zenginlerin desteğiyle sürdürülen anıtsal yapı inşaat dönemine yeniden gidilirse bir diğer dikkat çekici yapı yapı kompleksi ile karşılaşılır. Antik Yunan ve Roma dünyasından şimdiye kadar bilinen tek örnek olma karakteriyle Aizanoi’un 2012 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilme kriterlerinden biri olan bu yapı; inşaatı İ.S.1. yy.’da başlayıp, 3. yy. içine kadar devam eden stadion-tiyatro kompleksidir.
Burada, arazinin elverişli topografyasına uydurmak ama daha büyük ihtimalle maddi kaygılar yüzünden yapılış amacı farklı iki yapının yan yana ve aynı aks üstünde düzenlenen
ilginç tasarımı ile karşılaşılmaktadır. Kuzey yamaca tiyatro, güneydeki düzlüğe ise stadion inşa edilmiş ve ortak bir sahne binası yapılmıştır.
Kazılardan ulaşılan verilere göre değerlendirildiğinde stadion tiyatro kompleksinde daha erken dönemlerin tahribi şimdilik söz konusu değildir. Ancak fonksiyonunu değiştirmeden kompleksteki yapısal büyümeler İ.S. 1. yy.’dan, 3. yy. içlerine kadar devam etmiştir Bizans Dönemi’nde ise Stadion ve Tiyatro kimliğinden uzaklaşmış ve başka amaca hizmet eden yapılar ilave edilerek tahrip başlamıştır.
TARİHİ ÖZETİ
Aizonai Antik Kenti, Türkiye'nin güneybatısında bulunan Burdur ilinde yer alan önemli arkeolojik alanlardan biridir. Bu antik kent, Pisidia bölgesinde yer alır ve tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalmıştır. Aizonai, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla bilinen bir yerleşim yeridir ve antik dönemdeki önemli bir merkez olarak kabul edilir.
Aizonai'nin tarihi, M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanır. Bu dönemde bölge, Lidyalılar ve Persler gibi Asya kökenli medeniyetlerin egemenliği altındaydı. Ancak, Aizonai'nin en büyük dönüşümü Makedonyalı Büyük İskender'in Pers İmparatorluğu'nu fethetmesiyle gerçekleşti. İskender'in ölümünden sonra, bölge önce Selevkos İmparatorluğu'nun ardından da Bergama Krallığı'nın hakimiyetine girdi.
Bergama Krallığı döneminde, Aizonai önemli bir kültür ve ticaret merkezi haline geldi. Kentte inşa edilen tiyatro, agora, tapınaklar ve diğer yapılar, zenginlik ve refahın bir göstergesi olarak hizmet etti. Aizonai, bu dönemde Pisidia bölgesinin en önemli şehirlerinden biri haline geldi ve çevre bölgelerle yoğun bir ticaret ağı kurdu.
Ancak, Roma İmparatorluğu'nun Anadolu'yu fethetmesiyle Aizonai'nin kaderi bir kez daha değişti. Roma döneminde kent, Pisidia bölgesinin önemli bir Roma kolonisi haline geldi ve büyük bir imar programı başlatıldı. Kentin altyapısı geliştirildi, yeni yapılar inşa edildi ve kent merkezi restore edildi. Roma döneminde Aizonai'nin nüfusu hızla arttı ve kent, bölgenin idari, ticari ve kültürel merkezi konumuna yükseldi.
Ancak, geçmişte olduğu gibi Aizonai'nin kaderi bir kez daha değişti. 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun batıdaki çöküşüyle birlikte, bölge Bizans İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi. Bu dönemde, Aizonai'nin önemi azaldı ve kent giderek terk edildi. Savaşlar, doğal afetler ve göçler nedeniyle Aizonai'nin nüfusu azaldı ve zamanla tamamen terk edildi.
Aizonai Antik Kenti, uzun bir süre unutulmuş bir hazine olarak kaldı. Ancak, 19. yüzyılda yapılan araştırmalarla tekrar keşfedildi ve kazılar başlatıldı. Günümüzde, Aizonai'nin kalıntıları hala ziyaret edilebilir durumdadır. Kentin antik tiyatrosu, agora kalıntıları, anıtsal çeşme ve diğer yapılar, ziyaretçilere antik döneme ait bir yolculuk yapma fırsatı sunar.
Aizonai Antik Kenti, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalmış bir merkez olarak zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Bu antik kent, ziyaretçilere geçmişin izlerini sürme ve antik dönemin güzelliklerini keşfetme imkanı sunar. Aizonai'nin tarihi, Anadolu'nun zengin geçmişine ve kültürel çeşitliliğine ışık tutar ve arkeologlara, tarihçilere ve meraklılara önemli bir araştırma alanı sunar.
Sonuç olarak, Aizonai Antik Kenti, tarihi ve kültürel mirasıyla ön plana çıkan bir arkeolojik alandır. Medeniyetlerin yükselişi ve düşüşüne tanıklık etmiş olan bu antik kent, günümüzde tarih severlerin ve ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Aizonai'nin geçmişi, Anadolu'nun zengin tarihine katkıda bulunur ve geçmişin izlerini günümüze taşır.
Komentarze